Dede Korkut Hikayekeri

Dirse Han Oğlu Boğaç Han


Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Bayındır Han'ın sohbetine giden Dirse Han'ın Kara Otağa oturtulması ile Dirse Han'ın karşılanması sırasındaki duygu ve düşünceleri ile oğlu Boğaç Han'ın kahramanlıklarını anlatan Dede korkut hikâyesi.

Bayındır Han hükmettiği halka her sene büyük şölen düzenler, yine bir sene gelecek konukların üç ayrı çadırda ağırlanmasını emreder. Bunlar Ak, Kızıl ve Kara çadırlardır. Ak çadır oğlan çocuğu olanlara, Kızıl kız çocuğu olanlar için Kara çadır ise hiç çocuğu olmayanlar içindir. Bayındır Han çocuğu olmayanları, üremeyenleri Tanrı'nın lanetledikleri olarak görür. Dirse Han'ın ise çocuğu yoktur yanındaki 40 adamıyla geldiğinde bu davranışı hoş karşılamaz ve hanımına hesap sormaya karar verir. Hanımından hesap sorarken kendini öğüt dinlerken bulur, ama öğüdü de tutar ve büyük yemek düzenler. İnsanlara yardım eder hayır duası alır ve sonunda sağlıklı bir oğlu olur. Oğlan büyür ve Bayındır Han'ın büyük boğasıyla güreşir, kuvvetli yumruğuyla boğayı dizginler ve yener. Şan kazanır Dede Korkut'un iltifatlarına nail olur, babası tarafından da ödüllendirilir. Bunu kıskanan babasının 40 adamı fesatlık düşünürler ve babasını Boğaç Han'a karşı doldururlar. Bir av düzenlerler ve o sırada türlü oyunlarla oğlanı babasına vurdururlar. Boğaç Han mucizevi şekilde annesinin yardımıyla kurtulur ve babasına eziyet eden, kaçıran 40 adamı yener halkına barış getirir.

Salur Kazan'ın Evi Yağmalanması

Dede Korkut hikâyeleri arasında yer alan Salur Kazan'ın Evi Yağmalanması, bir şölen sırasında sarhoş olan Salur Kazan ava gitmek istemesiyle başlar. Dayısının karşı çıkmasına rağmen, oğlu Uruz'u çadırını koruması için bırakıp ava gider. Salur Kazan'ın yokluğunu fırsat bilen düşmanları evini basar, ailesinden olmayan Saru Kulmaş adlı kişi çadırı savunurken, Karaçuk Çoban'ın iki kardeşi de koyunlarını savunurken ölür, karısı Burla, oğlu Uruz ve annesi tutsak edilir. Av sırasında kötü bir düş gören Salur Kazan, kardeşi Kara Göne'ye başvurur, ancak Kara Göne karamsar sanrılarıyla Salur Kazan'ın korkusunu arttırır. Salur Kazan avı bırakıp çadırına döner, olanları görür ve ailesini aramaya başlar.

Hikayede Dede Korkut'un diğer hikâyelerinde de olduğu gibi dönemin göçebe Türk kültürünün öykünün tamamında çok belirgin olduğu görülebilir. Hikayenin karşılaştırmalı yapısı, barışçı aile kültürü ile savaşçı toplumsal eğilimler arasındaki zıtlaşmaları gösterir. Toplum genelinde savaşçı özelliğiyle saygı gören Salur Kazan'ın savaşçılığının yansıması olan av merakı ile aile içinde felakete sebep olması, toplumsal düzeyde kültürle aile düzeyinde kültürün tam anlamıyla örtüşmediğini bize göstermektedir.

Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek

Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek, Dede Korkut hikâyelerinden biridir.

Bamsı Beyrek ve Banıçiçek beşik kertmesidir, ancak birbirlerini tanımazlar. Ayrı ayrı avlanırlarken karşılaşılar, aralarında bir anlaşmazlık yüzünden güreşe tutuşurlar, ancak ikisi de güçte denk olduğu için birbirlerine üstünlük kuramazlar. Bamsı Beyrek kendisini izleyen kırk yiğidin kendisini ayıplamaması için Banıçiçek'e yumruk atar ve kazanır. Banıçiçek ile Bamsı Beyrek'in esir düşmesi sonucunda on altı sene ayrı kalırlar. Bu sürede Banıçiçek mecburen evlenmek zorunda kalır.Dügün günü Bamsı Beyrek gelerek Banıçiçek'i geri alır.

Yıllar sonra Aruz, Bamsı Beyrek'i obasına dostça çağırır. Ancak ona pusu kurmuştur ve onu yakalatıp sağ kolunu keser.

Hikaye, Türk kültüründe kadınların da erkeklerle eşit görüldüğünü göstermektedir.

Kazan Bey Oğlu Uruz'un Tutsak Olması
Kazan Bey Oğlu Uruz'un Tutsak Olması, Türk kültürü hakkında önemli bir kaynak teşkil eden ve 15. yüzyılda yazıya geçirildiği düşünülen Dede Korkut Hikayeleri içerisinde yer alan hikâyelerden biridir.

Kazan Bey, oğlunun henüz bir kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. Oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. Kazan Han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve Kazan Han savaşmaya başlar. Oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. Babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. Oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. Düşmanla tek başına savaşa giden Kazan Bey, yenilir. Bunun üzerine Hatun kırk kızla ve diğer Oğuz beyleriyle kafirleri yener. Oğuzlar yurtlarına dönerler. Yedi gün yedi gece yemek yerler, oynarlar. Dede korkut dua eder ve hikâye biter.

Duha Koca Oğlu Deli Dumrul

Vikikaynak'ta, Duha Koca Oğlu Deli Dumrul ile ilgili metin bulabilirsiniz.Duha Koca Oğlu Deli Dumrul, kısaca Deli Dumrul, Deli Dumrul isminde bir er vardır. Deli Dumrul kuru bir çayın üstüne köprü yaptırmıştır. Geçeninden 30 akçe geçmeyeninden döve döve 40 akçe alırdı.Bir gün köprüsünün yayına bir bölük oba yerleşir. Bu obada bir yiğit ölür ve feryatlar üzerine Deli Dumrul atıyla oraya gelir. Feryatların nedenini sorar bir yiğidin öldüğünü öğrenir. Azrail'e kızar ona meydan okur. Onunla dövüşmek için Allah'a yalvarır. Sonra evine döner.

Deli Dumrul bır toy düzenler ve bu toyda Azrail gelir. Deli Dumrul ilk basta direnir, Azrail ise ona bir can bulursa yaşamasına izin vereceğini söyler. Deli Dumrul annesine ve babasına gider ama onlar canlarını vermezler. Can bulamadığı için karısına gider. Karısı da onsuz bu hayatın hiç bir önemi olmadığını söyler ve kendi canını vermeye razı olur. Deli Dumrul Allah'a yalvarır ya ikimizin canını al ya da ikimizi de bağışla diye. Bunun üzerine Allah onları bağışlar, 140 yıl ömür verir ve annesinin, babasının canını alması için Azrail'e emir verir. Deli Dumrul ve eşi 140 yıl ömür sürerler.

Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
Kanglı Koca’nın bir oğlu vardır. İsmi Kan Turalı’dır. Kanglı Koca, oğlunu evlendirmek ister. Oğlu da nasıl bir kız istediğini anlatır. Babası da: “sen kız istemezsin, yiğit istersin.” der. Oğlan kız aramaya gider. Fakat bulamaz. Sonra babası aramaya gider. Trabzon kâfir beyinin kızının tam istedikleri gibi olduğunu öğrenir. Fakat bu kızı alabilmek için besledikleri 3 canavarı öldürmesi gerektiğini öğrenir. Bu işe girişip de ölenlerin başlarını görür. Geri döner. Oğluna haberi verir. Oğlu da ölümü göze alarak kızın bulunduğu yere gider. Kâfirler oğlanı görürler. Niye geldiğini sorarlar. Oğlan da kızı almak istediğini söyler. Kâfirler oğlanı içeri alırlar. Soyundurup boğayı salarlar. Bu arada kız oğlanı görür ve âşık olur. Oğlan boğayı öldürür. Derisini kâfirin önüne serip kızı ister. Onlar da aslanı öldürdükten sonra kızı alabileceğini söylerler. Aslanı meydana salarlar. Kan Turalı aslanı da öldürür. Kâfirin önüne serip kızı ister. Onlar da deveyi öldürdükten sonra kızı alabileceğini söylerler. Kan Turalı deveyi de öldürür. Kâfirler kızı verirler. Kan Turalı Selcen hatunu alıp gider. Bir yere konarlar. Kondukları yer çok güzel bir yerdir. Yerler, içerler. Kan Turalı uyurken düşmanlar kan Turalı’nın üzerine yürürler. Kız Kan Turalı’yı uyandırır. Selcen hatun düşmanın bir kısmını bastırır. Kan Turalı’nın annesiyle babası kondukları yere gelirler. Selcen hatun da Kan Turalı’yı aramaya gider. Kan Turalı’nın atının öldürüldüğünü, Kan Turalı’nın atından düştüğünü görür. Selcen hatun yetişir. Bir yerden kan Turalı, bir yerden Selcen hatun düşmanı bastırırlar. Selcen hatun ile Kan Turalı kucaklaşırlar. Atlarına binip babasının yanına varırlar. Yeşil, alaca bir yere çadır dikerler. Düğün yaparlar, muratlarına ererler.

Kazılık Koca Oğlu Yegenek

Kazılık Koca Oğlu Yegenek , Dede Korkut hikâyelerinden biridir.

Kazılık Koca, Bayındır Han’ın veziridir. Akın yapmak için istediği izini alır. Düzmüral Kalesini almak ister. Girdiği savaşta düşmana esir düşer.

Kalede on altı yıl esir kalır. Oğluna babasının öldüğü söylenir. Arkadaşlarıyla sohbet ederken çıkan tartışmada babasının ölmediğini öğrenir. Bayındır Han’a çıkar. Savaşmak için izin ve asker ister. Oğuz yiğitleriyle birlikte Düzmüral kalesine akın düzenler.

Kalenin tekfuru(vali) Arşın Oğlu Direk Tekfur’la Oğuz beyleri tek tek savaşır. Hepsi yenilir. Kazılık Koca Oğlu Yeğenek Tekfur’u yener. Tutsak olan Kazılık Koca serbest bırakılır. Baba oğul ancak konuşarak birbirini tanımış olurlar. Askerleri ve kaleyi ele geçirirler.

Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi

Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi, en ünlü Dede Korkut hikâyelerinden birisidir.

Hikaye [değiştir]Bir gün Oğuz otururken, düşman baskınına uğradı, gece vakti oradan göçtü.Beraberindeki Uruz Koca'nin küçük oğlu yolda düşmüştü.Hiç farkında olmadılar.Yollarına devam ettiler.Yolda kalan bu çocuğu bir aslan alarak götürdü, besledi.

Günlerden sonra,Oğuz gene gelip yurduna yerleşti.O sırada Oğuz Han'in atlarina bakan çoban bir haber getirerek dedi ki Ormanda bir aslan kükrüyor.Uzaktan gördüm, salınarak yürüyüşü insan gibi.Atları yakalayıp yatırarak kanlarını emiyor dedi.Çobanın bu sözü üzerine Uruz da Oguz Han'a Hanim belki göçtüğümüz vakit yolda düşen benim oğlumdur dedi.

Beyler hemen atlarına bindiler.Aslanın yatak yerine geldiler.Uruz'un dediği gibi bu, kendi oğlu idi.Oğlanı tuttular.Uruz, oglanı alıp evine götürdü.Hep beraber sevindiler.Ziyafetler oldu.Ama oğlan yine durmadı.Aslanın yatağına gitti.Bir daha tutup getirdiler.

Bunun üzerine Dede Korkut geldi ve Oğlum sen insansın, hayvanlarla düşüp kalkma, gel iyi ata binmeyi öğren.İyi yiğitlerle beraber yaşa.Büyük kardeşinin adı Kayan Selçuk'tur.Senin adın da Basat olsun dedi.Adini ben verdim. Yaşını tanrı versin dedi.

Oguz bir gün yaylaya gitti.Uruz'un bir çobanı vardı.Adına Konur Koca Sari Çoban derlerdi.Uzun Pınar diye anılan bir pınar vardı.O pınara periler konmuştu.Ansızın koyunlar ürktü.Çoban da bunu keçilerden bilerek onlara kızdı.İlerleyince gordu ki, peri kizlari kanat kanata vermisler, ucuyorlar. Coban kepenegini uzerlerine atti. Peri kizlarindan birini tuttu.

Zaman gecti. Oguz yine yaylaya gitti. Coban da pinara geldi. Yine koyunlar urktuler. Coban ilerledi, yerde bir yigin gordu. Bu yığın gittikçe büyüdü.Çoban Korktu, bıraktı, kaçtı.Ürken koyunlarin pesine dustu.

Meger o zaman Bayindir Han ile Beyleri gezmege cikmislardi. Bu pinarin yanina geldikleri zaman garip birseyin yattigini gorduler. Etrafini aldilar. Iclerinden bir yigit, ayagi ile bunu tekmeledi. Tekmeledikce yigi nbuyudu. Uruz Koca da merak etti, atindan inerek tekmeledi. Fakat mahmuzu dokununca bu yigin yirtildi, icinden bir oglan cikti. Bu oglanin govedsi adam govdesi gibiydi. Ancak tepesinde bir gozu vardi. Uruz bu oglani alarak etegine sardi ve Han'ım, bunu bana verin, Oğlum Basat ile beraber besleyelim dedi. Bayindir Han'da Senin olsun dedi.

Uruz, Tepegoz'u aldi. Evine goturdu. Bir sut nine getirdiler. Kadin memesini Tepegoz'un agzina verdi. Oglan bir emdi, sut ninenin olanca sutunu aldi. Ikinci emisinde kanini aldi. Ucuncude de canini aldi. Birkac sut nine getirdiler. Hepsini boylece oldurdu. Baktilar ki olmayacak, sutle besleyelim) dediler. Gunde bir kazan sut yetmezdi. Beslendiler, buyudu. Gezmeye, oglan cocuklariyla oynamaya, oynarken de bunlardan birisinin burnunu, oburunun kulagini yemeye basladi.

Nihayet herkes onun yuzunden caresiz kaldi. Uruz'a sikayet ettiler, aglastilar. Uruz her ne kadar Tepegoz'u dovdu ise de bu hareketlerini onleyemedi. Nihayet evinden kovdu.

Bunun uzerine Tepegoz'un peri olan anasi gelerek oglunun parmagina bir yuzuk takti ve Oğlum sana ok saplanmasın, bedenini kılıç kesmesin dedi.

Tepegoz, Oguz ilinden kacti. Bir yuce da vardi. Orada yol kesti. Adam esir etti. Buyuk eskiya oldu. Uzerine bir kac adam gonderdiler. Onlar Tepegoz'e ok attilar, batmadi. Kilic vurdular, kesmedi. Hepsini yedi bitirdi. Oguz ilinden bile adam yemeye basladi. Oguz'lar toplandilar, uzerine yuruduler. Bunu goren Tepegoz kizdi. Bir agaci yerinden koparip atarak elli altmis kisiyi oldurdu.

Nihayet Basat bu Tepegoz'un uzerine gitti. Tepesindeki tek gözüne şiş saplayarak kör etti. Bundan sonra da kafasını kesti.

Butun Beyler sevinç içinde kaldılar.

Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi

Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi, en ünlü Dede Korkut hikâyelerinden birisidir.

Hikaye [değiştir]Bir gün Oğuz otururken, düşman baskınına uğradı, gece vakti oradan göçtü.Beraberindeki Uruz Koca'nin küçük oğlu yolda düşmüştü.Hiç farkında olmadılar.Yollarına devam ettiler.Yolda kalan bu çocuğu bir aslan alarak götürdü, besledi.

Günlerden sonra,Oğuz gene gelip yurduna yerleşti.O sırada Oğuz Han'in atlarina bakan çoban bir haber getirerek dedi ki Ormanda bir aslan kükrüyor.Uzaktan gördüm, salınarak yürüyüşü insan gibi.Atları yakalayıp yatırarak kanlarını emiyor dedi.Çobanın bu sözü üzerine Uruz da Oguz Han'a Hanim belki göçtüğümüz vakit yolda düşen benim oğlumdur dedi.

Beyler hemen atlarına bindiler.Aslanın yatak yerine geldiler.Uruz'un dediği gibi bu, kendi oğlu idi.Oğlanı tuttular.Uruz, oglanı alıp evine götürdü.Hep beraber sevindiler.Ziyafetler oldu.Ama oğlan yine durmadı.Aslanın yatağına gitti.Bir daha tutup getirdiler.

Bunun üzerine Dede Korkut geldi ve Oğlum sen insansın, hayvanlarla düşüp kalkma, gel iyi ata binmeyi öğren.İyi yiğitlerle beraber yaşa.Büyük kardeşinin adı Kayan Selçuk'tur.Senin adın da Basat olsun dedi.Adini ben verdim. Yaşını tanrı versin dedi.

Oguz bir gün yaylaya gitti.Uruz'un bir çobanı vardı.Adına Konur Koca Sari Çoban derlerdi.Uzun Pınar diye anılan bir pınar vardı.O pınara periler konmuştu.Ansızın koyunlar ürktü.Çoban da bunu keçilerden bilerek onlara kızdı.İlerleyince gordu ki, peri kizlari kanat kanata vermisler, ucuyorlar. Coban kepenegini uzerlerine atti. Peri kizlarindan birini tuttu.

Zaman gecti. Oguz yine yaylaya gitti. Coban da pinara geldi. Yine koyunlar urktuler. Coban ilerledi, yerde bir yigin gordu. Bu yığın gittikçe büyüdü.Çoban Korktu, bıraktı, kaçtı.Ürken koyunlarin pesine dustu.

Meger o zaman Bayindir Han ile Beyleri gezmege cikmislardi. Bu pinarin yanina geldikleri zaman garip birseyin yattigini gorduler. Etrafini aldilar. Iclerinden bir yigit, ayagi ile bunu tekmeledi. Tekmeledikce yigi nbuyudu. Uruz Koca da merak etti, atindan inerek tekmeledi. Fakat mahmuzu dokununca bu yigin yirtildi, icinden bir oglan cikti. Bu oglanin govedsi adam govdesi gibiydi. Ancak tepesinde bir gozu vardi. Uruz bu oglani alarak etegine sardi ve Han'ım, bunu bana verin, Oğlum Basat ile beraber besleyelim dedi. Bayindir Han'da Senin olsun dedi.

Uruz, Tepegoz'u aldi. Evine goturdu. Bir sut nine getirdiler. Kadin memesini Tepegoz'un agzina verdi. Oglan bir emdi, sut ninenin olanca sutunu aldi. Ikinci emisinde kanini aldi. Ucuncude de canini aldi. Birkac sut nine getirdiler. Hepsini boylece oldurdu. Baktilar ki olmayacak, sutle besleyelim) dediler. Gunde bir kazan sut yetmezdi. Beslendiler, buyudu. Gezmeye, oglan cocuklariyla oynamaya, oynarken de bunlardan birisinin burnunu, oburunun kulagini yemeye basladi.

Nihayet herkes onun yuzunden caresiz kaldi. Uruz'a sikayet ettiler, aglastilar. Uruz her ne kadar Tepegoz'u dovdu ise de bu hareketlerini onleyemedi. Nihayet evinden kovdu.

Bunun uzerine Tepegoz'un peri olan anasi gelerek oglunun parmagina bir yuzuk takti ve Oğlum sana ok saplanmasın, bedenini kılıç kesmesin dedi.

Tepegoz, Oguz ilinden kacti. Bir yuce da vardi. Orada yol kesti. Adam esir etti. Buyuk eskiya oldu. Uzerine bir kac adam gonderdiler. Onlar Tepegoz'e ok attilar, batmadi. Kilic vurdular, kesmedi. Hepsini yedi bitirdi. Oguz ilinden bile adam yemeye basladi. Oguz'lar toplandilar, uzerine yuruduler. Bunu goren Tepegoz kizdi. Bir agaci yerinden koparip atarak elli altmis kisiyi oldurdu.


Nihayet Basat bu Tepegoz'un uzerine gitti. Tepesindeki tek gözüne şiş saplayarak kör etti. Bundan sonra da kafasını kesti.

Butun Beyler sevinç içinde kaldılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder